Sahil ve Süveyda'daki Olaylara Yönelik Uluslararası Tepkiler Arasındaki Ayrışma
Süreç
Süveyda'daki durum, günlerdir süren gerginlik ve tehlikeli tırmanışın ardından sakinleşmeye doğru ilerlemektedir. Bu arada, uluslararası toplumun bu duruma verdiği tepkinin, sahildeki olaylara verdiği tepkiden farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Sahildeki olayların boyutuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmamış ve konuyla ilgili BM Güvenlik Konseyi toplantısı çağrısı da yapılmamıştır.
6 Mart 2025'te sahil kesimindeki olaylar meydana geldiğinde, Rusya ve İsrail'in 7 Mart'taki, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Almanya ve İngiltere'nin ise 9 Mart'taki açıklamaları da dahil olmak üzere birçok ülke konuyla ilgili açıklama yapm konusunda hızlı davranmıştır. Bu ülkelerin olaylara ilişkin tutumları farklı olmuştur. Bazıları tüm Suriyeli tarafları sorumlu tutarken, bazıları ise İsrail Savunma Bakanı'nın "Culani güçlerinin Suriye'de Alevilere karşı katliamlar gerçekleştirdiğini" belirten açıklamasında olduğu gibi Suriye hükûmetini kınamıştır. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun, ABD'nin "Batı Suriye'de yabancı cihatçılar da dahil olmak üzere radikal İslamcı teröristler tarafından gerçekleştirilen katliamları kınadığını" ve ülkesinin "Hristiyan, Dürzi, Alevi ve Kürt toplulukları da dahil olmak üzere Suriye'deki dini ve etnik azınlıkların yanında olduğunu" ifade ettiği açıklaması da bu minvalde örnek olarak gösterilebilir.
Bu açıklamaları müteakiben, 10 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi'nde kapalı oturumda istişarelerde bulunmak üzere, Avrupa ülkelerinin de katıldığı ortak bir Rus-Amerikan çağrısı yapılmış ve Özel Temsilci Geir Pedersen konu ile ilgili bilgi vermiştir. Oturum, 14 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi başkanlığının, herhangi bir tarafı suçlamadan veya bir tarafa diğerinden daha fazla sorumluluk yüklemeden, sahil kesimindeki olayları kınayan açıklamasıyla sonuçlanmıştır.
Sahilde ve Süveyda'da yaşanan olaylara uluslararası toplumun farklı tepki vermesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Dürzi ruhani liderliğinin açıklamasının ardından durum sakinleşmeye devam ettiği takdirde, daha da açığa çıkabilecek olan bu nedenler şunlardır:
● Suriye hükûetinin meşruiyeti ve uluslararası alanda yaygın tanınırlığı, geçen Mart ayındaki duruma kıyasla daha iyi durumdadır. Ülke, eski rejim zamanında kesilmiş olan birçok diplomatik ilişkiyi yeniden tesis etmiş, uluslararası yaptırımların çoğu kaldırılmış ve Akdeniz için Birlik gibi bazı uluslararası kuruluşlardaki üyeliğini yeniden kazanmıştır.
● Kıyı kesimindeki olayların ardından kurulan yeni Suriye hükûmetinin yapısı, üyelerinin çoğunluğunun Heyet Tahrir el-Şam'a bağlı olan tek partili bir hükûmetten, Suriye'deki çeşitli gruplardan çok sayıda bakanın yer aldığı temsili bir hükûmete dönüşmüştür.
● Suriye devletinin, özellikle Savunma ve İçişleri Bakanlıkları yeniden yapılandırılmış ve hükûmet kararlarına hukuki güvence sağlayan Anayasa Bildirgesi yayınlanmıştır.
● Suriye hükûmeti, tüm askeri, güvenlik ve sivil kurumlarıyla birlikte, Süveyda'da güvenliği sağlamak ve durumu kontrol altına almak için alınan önlemlerden tamamen sorumludur. Ayrıca, sahil kesimindeki olaylar sırasında hükûmetine yöneltilen suçlamalardan biri olan, hükûmet güçleriyle bağlantısı olmayan herhangi bir silahlı grubun veya yabancı savaşçıların bu operasyona katılımına da izin vermemektedir. Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının talimatları doğrultusunda hükûmet güçlerinin tam bir disiplin içinde hareket etmesi, herhangi bir ihlalin önlenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
● Hükûmet güçlerinin "yasa dışı" silahlı grupları hedef aldığı sahil kesimindeki olaylarda, yöneltilen suçlar arasında sivillere ve sivil mülklere yönelik saldırıları yapılmaması ve mezhep temelli misillemelerin olmaması bulunmaktadır.
● Hükûmet güçlerinin bölgeye girişini uluslararası medyanın canlı yayınlarla duyurması, sivillere yönelik ihlal iddialarının da önüne geçmiştir.
Genel olarak, sahil kesimindeki olayları Süveyda'dakilerden ayıran bir özellik bulunmaktadır. Uluslararası müdahale talepleri benzer olsa da, uluslararası koruma taleplerinin gerekçeleri arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Bu talep, son 14 yıldır Suriye halkına karşı işledikleri suçlardan dolayı hesap sorulacağından korkan sahil kesiminde toplanan rejim kalıntıları tarafından yapılmıştır. Rejime karşı çıkan bir şehir olan Süveyda'daki talepler, Suriye devletine bağlı özerk bir sivil yönetim biçimine odaklanmıştır. Çocuklarını orduda görev yapmaya göndermeyi reddetmekte, bünyesinde savaş suçları ve insan hakları ihlalleri ile suçlanan kişileri barındırmaktadır. Ayrıca, Süveyda'daki unsurlar ağırlıklı olarak Captagon üreticileri ve kaçakçıları ile Süveyda sakinlerini dahi etkileyen soygun, yağma ve adam kaçırma olaylarının faillerinden oluşmaktadır. Öte yandan Süveyda'nın ruhani liderleri ve ileri gelenleri, İçişleri ve Savunma Bakanlıklarından gelen güçlerin bölgeye girişini memnuniyetle karşılayan bir bildiri yayınlamıştır. Grupları, İçişleri ve Savunma Bakanlıklarıyla iş birliği yapmaya, direnmekten kaçınmaya, silahlarını teslim etmeye, hükûmetle diyaloğa girmeye ve Süveyda'daki devlet kurumlarını halkla iş birliği içinde harekete geçirmeye çağırmıştır