Sahil ve Süveyda Olayları Arasında Güvenlik Konseyi'nin Suriye Hükûmetine İlişkin Tutumundaki Değişiklik
Ağu 15, 2025 77

Sahil ve Süveyda Olayları Arasında Güvenlik Konseyi'nin Suriye Hükûmetine İlişkin Tutumundaki Değişiklik

Font Size

Güvenlik Konseyi, 10 Ağustos 2025'te, Suriye hükûmetinin 12 Temmuz'da Süveyda'da patlak veren şiddeti kınayan ve sorumluların soruşturulup hesap vermesini sağlayacak adımlar atılacağına dair açıklamasını memnuniyetle karşılayan bir başkanlık bildirisi yayınlamıştır. Konsey ayrıca, sivillere yönelik şiddeti şiddetle kınamış, tüm tarafları ateşkese uymaya ve sivillerin korunmasını sağlamaya çağırmıştır. 

Konsey, insan hakları hükümlerine ve ilgili uluslararası insancıl hukuka saygı gösterme konusundaki taahhüdünü teyit etmiş, tüm tarafları insani yardıma erişimi sağlamaya ve Suriye hükûmetini tüm Suriyelileri korumaya çağırmıştır. Ayrıca Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan güçlü bağlılığını da teyit etmiş, tüm devletleri bu ilkelere saygı göstermeye çağırmıştır. Birleşmiş Milletler ve Suriye Özel Temsilci Ofisi'nin Suriye'deki siyasi geçişi destekleme konusundaki önemli rolünü vurgulamıştır. Tüm tarafların, ateşkes ile ilgili ilkeler ve Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü'nün (UNDOF) görev ve rolü de dahil olmak üzere 1974 Ateşkes Anlaşması'na saygı göstermesi gerektiğini vurgulamıştır. 

Güvenlik Konseyi'nin Süveyda'daki olaylarla ilgili oy birliğiyle yaptığı bu başkanlık açıklaması, geçen Mart ayında sahil şeridindeki olaylar hakkında yapılan açıklamaya kıyasla, Konsey'den Suriye hükûmetine karşı olumlu bir yönelimi yansıtmaktadır. Konsey'in başlangıçta olayları Dürziler ve Bedeviler olmak üzere iki halk grubu arasında patlak veren olaylar olarak gördüğü ve hükûmetin çatışmayı çözmeyi amaçlayan müdahalesinin, Süveyda'da yerleşik Dürzi grupların çatışmasıyla ve İsrail'in çatışmaları sonlandırmayı amaçlayan güçlere yönelik askeri saldırılarıyla karşılandığı ve bu saldırıların da güçleri geri çekilmeye zorladığı anlaşılmaktadır. Bu durum, Dürzi silahlı gruplar tarafından kuşatılan Bedevileri kurtarmak için aşiretlerde yaşanan paniğin ardından bir dizi şiddet olayını tetikleyen bir güvenlik boşluğuna yol açmıştır ve rejim kalıntılarının hükûmet güçlerine saldırmasıyla başlayan ve hükûmetin askeri müdahalesini gerekli kılan sahil olaylarıyla bazı farklılıkar taşımaktadır. Hükûımet güçlerinin zayıflığı ve o dönemde sayılarının az olması nedeniyle, kabilelerdeki paniğine benzer bir "panik" yaşanmış ve bu da büyük oranda bir kaosa yol açmış, Süveyda'da olduğu gibi sivillere yönelik ihlaller yaşanmıştır. Bu farklılıklar, Güvenlik Konseyi'ndeki dönüşümün nedenlerinden biridir ve bu durum birkaç noktada açıkça kendini göstermektedir: 

 ABD ve Rusya'nın sahil olaylarını ele almak üzere acil oturum düzenlenmesi yönündeki ortak taleplerinin aksine, hiçbir ülke Süveyda'daki olayları ele almak üzere özel oturum talebinde bulunmamıştır. 

 Konsey'in başkanlık açıklaması, Suriye insani yardım dosyasının sözcüsü olan Danimarka'nın talebi üzerine gelmiştir. Danimarka, açıklamanın siyasi ve güvenlik boyutlarına değinmeden insani konularla sınırlı kalmasını istemiştir. Ancak bazı üye devletler, özellikle Suriye'deki geçiş sürecini ve istikrarı baltalayan İsrail saldırılarını kınamak ve Suriye'nin içişlerine yönelik dış müdahalelerin sona ermesini talep etmek üzere kapsamlı bir açıklama yapmayı tercih etmiştir. 

Konsey, Süveyda'daki olayları, hükûmetin insan haklarına yaklaşımı, ayrımcılık yapılmaksızın herkesin korunması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması çerçevesinin dışında bir acil durum olarak değerlendirmiştir. Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri'nin talebi üzerine, hem barışı hem de savaşı kapsayan uluslararası insan hakları hukukuna yapılan atıf, taslak bildiriden çıkarılmıştır. ABD ayrıca, silahlı çatışma durumlarına odaklanan uluslararası insancıl hukuka doğrudan ve genel bir atıf yapılmamasını talep etmiştir. Birleşik Krallık'ın arabuluculuğuyla, "insan hakları hükümlerine ve ilgili uluslararası insancıl hukuka saygı" ifadesi eklenmiştir. Bu formül, bu hükümlere "her koşulda" saygı gösterilmesini öngören sahil bildirisinden daha az mutabakatçı bir yapıdadır. 

Uluslararası mutabakat, tarafların 1974 Ateşkes Anlaşması'na uymaları, Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü'nün (UNDOF) yetki ve rolüne saygı göstermeleri, sükuneti korumaları ve gerginliği azaltmaları gerektiği yönündedir. Bu, ABD'nin bir kınama talebini eklemeyi reddetmesi nedeniyle İsrail saldırılarını açıkça kınamaya alternatif bir formül olsa da, aynı zamanda İsrail tarafının meydana gelen ihlallerden sorumlu tutulduğunu ve Konsey'in Ateşkes Bölgesi'nde İsrail güçleri tarafından sahada yaratılan yeni gerçekleri kabul etmediğini de göstermektedir. 

Süveyda bildirisinin ifadeleri, genel olarak sivillere yönelik şiddeti kınaması bakımından sahil bildirisine benzer. Ancak, Alevi topluluğundan bahsederken Dürzi topluluğundan özellikle bahsetmemektedir. Bu da, konseyin şiddetin Dürzi topluluğuna yönelik değil, halk grupları arasında gerçekleştiğine inandığını göstermektedir. 

Konsey'in tutumundaki değişimin en önemli nedeni, Şara ve Trump arasında geçen Mayıs ayında Riyad'da gerçekleşen görüşmenin ardından ABD'nin Suriye hükûmetine yönelik tutumunun değişmesidir. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun sahil olaylarında hükûmete yönelik olumsuz açıklamalarının aksine,  ABD Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, hükûmetin Süveyda'daki olaylara yaklaşımı konusunda olumlu açıklamalarda bulunmuştur. 

Rusya'nın, Konsey'de bildiriyle ilgili anlaşmazlıklara müdahale etmemesi dikkat çekicidir. Bu, Dışişleri Bakanı Esed el-Şeybani başkanlığındaki Suriye heyetinin Moskova ziyaretinin başarısının olumlu bir göstergesidir. Bu durum, Rusya'nın Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ve İçişleri Bakanı Enes Hattab'ın listeden çıkarılmasına itiraz etmeyeceği umudunu artırmaktadır. Ayrıca, el-Şeybani'nin bildirinin yayınlandığı sabah Şam'daki Çin büyükelçisiyle görüşmesi de Çin'in bu konudaki tutumunda bir değişiklik olması olasılığını artırmaktadır. 

Sonuç olarak, Güvenlik Konseyi'nin Süveyda'daki olaylar hakkındaki açıklaması Suriye hükûmetinin lehinedir. Bu açıklama, hükûmete muhalif bazı dahili grupların, hükûmeti kınama ve meydana gelen şiddet ve ihlallerden sorumlu tutma yönündeki arzusunun uluslararası arenada benimsenmediğini göstermektedir. Açıklamanın yayınlandığı dönemdeki hükûmetin performansının da bu sonuca katkıda bulunduğu kesindir. En önemli noktalar arasında, hükümetin şiddeti kınaması, ateşkes anlaşmasına bağlılığı, bir soruşturma komisyonu oluşturması, sorumluları, bağlılıkları ne olursa olsun hesap vermeye çağırması, insani yardımların girişini kolaylaştırması ve Süveyda'dan ayrılmak isteyenlerin tahliyesi için insani koridorlar açması yer almaktadır.