Heyet Tahrir el-Şam'ın Terör Ögütü Listesinden Çıkarılmasına Giden Yol Ve Başkan el-Şara Birleşmiş Milletler'de
8 Temmuz 2025 itibarıyla, Suriye'de silahlı muhalif güçleri Esad rejimini devirmek için harekete geçiren Heyet Tahrir el-Şam (aynı zamanda Nusra Cephesi olarak bilinen HTŞ), Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası uyarınca ABD'de artık terör örgütü olarak tanımlanmayacaktır. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun açıkladığı üzere, bu karar, grubun feshedildiğini duyurmasının, Suriye hükûmetinin terörizmin her türüyle mücadele konusundaki kararlılığının ve Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara liderliğindeki hükûmetin almış olduğu olumlu önlemlerin ardından gelmiştir. Bu adım, Başkan Trump'ın istikrarlı, birleşik ve barışçıl bir Suriye vizyonuna ulaşılması konusunda önemlidir.
ABD, Aralık 2012'de Nusra Cephesi'ni yabancı terör örgütü ilan etmiş ve Irak El Kaidesi'nin yeni adı olarak değerlendirmiştir. Nusra Cephesi'nin, "kendisini meşru Suriye muhalefetinin bir parçası olarak göstermeye" çalıştığını iddia etmiş ve ardından, Mayıs 2013'te ABD Dışişleri Bakanlığı, örgütün liderini küresel bir terörist olarak ilan etmiştir. Irak'taki El Kaide tarafından Suriye'de Esad rejimini devirip şeriat temelli bir hükûmet kurmakla görevlendirildiğini kabul etmiştir.
Ancak Nusra Cephesi, terör örgütü olarak tanımlanmasına yol açan operasyonları durdurduktan sonra, 2017'de İdlib'de yerel bir yönetim kurmuş,Temmuz 2016'da El Kaide'den, öncesinde de Nisan 2013'te Irak İslam Devleti'nden ayrılmıştır. Örgüt, 2021'den beri terör örgütü tanımından çıkarılmayı talep etmekteydi. Lideri Ebu Muhammed el-Culani, bu tanımlamaya itiraz etmiş ve bunu hiçbir güvenilirliği olmayan bir "siyasi etiket" olarak değerlendirmiştir. Culani, Suriye devrimindeki on yıllık yolculuğu boyunca, grubun ne güvenlik, ne ekonomi ne de başka herhangi bir açıdan Batı veya Avrupa toplumuna herhangi bir tehdit oluşturmadığını savunmuştur. Ancak, terör listesinden çıkarma talepleri, konuya pek de ilgi duymayan ABD yönetimi tarafından ciddiye alınmamış ve konunun yeniden gözden geçirilmesi için bir neden görülmemiştir.
Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası, yabancı terör örgütlerinin her iki yılda bir yeniden sınıflandırılmasını gerektirmektedir. Değerlendirilmediği takdirde geçerli sınıflandırma sona ermekteydi. Ancak, 2004 tarihli İstihbarat Reformu ve Terörizmi Önleme Yasası uyarınca, yeniden sınıflandırma şartı, belirli inceleme ve iptal prosedürleriyle değiştirilmiştir. Yasa, yabancı bir terör örgütünün, sınıflandırılma tarihinden iki yıl sonra, yeniden sınıflandırılma durumunda, en son yeniden sınıflandırılma tarihinden veya en son iptal başvurusu tarihinden iki yıl sonra sınıflandırmayı iptal etmek için dilekçe verebileceğini öngörmektedir. İptal için bir dayanak oluşturmak amacıyla, dilekçe veren kuruluş, sınıflandırmanın altında yatan koşulların iptali gerektirecek kadar farklı olduğuna dair kanıt sunmalıdır. Sınıflandırmayla ilgili beş yıllık süre içinde böyle bir inceleme yapılmazsa, Dışişleri Bakanı'nın iptalin uygun olup olmadığını belirlemek için atamayı incelemesi gerekmektedir. Ayrıca Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası yabancı terör örgütü statüsünün iptali için üç olası gerekçe sunmaktadır:
1. Dışişleri Bakanı, sınıflandırmanın dayanağını oluşturan koşulların iptali gerektirecek şekilde değiştiğini tespit ederse sınıflandırmayı iptal etmelidir.
2. Dışişleri Bakanı, ABD'nin ulusal güvenliğinin iptali haklı çıkaracağını düşünürse, bu sınıflandırmayı iptal etmelidir.
3. Devlet Bakanı bir sınıflandırmayı her zaman iptal edebilir.
Herhangi bir iptal kararı, iptal konusunda belirtilen tarihte veya yürürlük tarihi belirtilmemişse federal kayıtta yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
Birleşmiş Milletler ise, Nusra Cephesi, Irak ve Şam İslam Devleti (DAEŞ), El Kaide ve bunlarla bağlantılı kişi, grup, teşebbüs ve kuruluşlarla ilgili olarak 1267 (1999), 1989 (2011) ve 2253 (2015) sayılı kararlar uyarınca kurulan ve Güvenlik Konseyi'nin tüm üyelerinden oluşan Komite tarafından 14 Mayıs 2014 tarihinde Güvenlik Konseyi'nin birleşik listesine dahil edilmiştir. Birleşmiş Milletler, daha önce 30 Mayıs 2013 tarihinde Nusra Cephesi'ni El Kaide'nin takma adı olarak listeye eklemiştir. Ayrıca, El Kaide'ye bağlılık yemini etmesinin ardından lideri El-Culani'yi de listeye eklemiştir ve Irak güvenlik güçleri tarafından "Emced Muzaffer Hüseyin Ali el-Nuaymi" adıyla aranmaktaydı. Örgütün ismi değiştikçe bu isim de birkaç kez değiştirilmiş, en son Ocak 2017'de Heyett Tahrir el-Şam ismi verilmiştiri.
Benzer şekilde, Güvenlik Konseyi Komitesi'nin söz konusu örgütün BM listesine alınmasının nedenlerine ilişkin açıklamalı özetinde, Haziran 2018 ve Mart 2022'de yapılan iki güncellemeye rağmen, 2017'den sonra kuruluşa atfedilen herhangi bir eylem görülmektedir.
BM'ye üye tüm devletler, DEAŞ ve El-Kaide ile ilgili yaptırımlar listesinde bulunan kişi, grup, işletme ve/veya kuruluşların listeden çıkarılması için Komite'ye istedikleri zaman talepte bulunabilmektedirler. Listede yer alan kişi, grup, işletme ve kuruluşlar, doğrudan veya bir temsilci aracılığıyla Ombudsmanlık Ofisi'ne başvurarak, sınıflandırma kriterlerini artık karşılamadığını açıklayarak (sınıflandırmanın gerekçelerini ilgili kişi veya kuruluş için sınıflandırma yapılırken belirtildiği gibi belirterek) ve belirtilen kişinin mevcut mesleği ve/veya faaliyetleri gibi diğer bilgileri sağlayarak listeden çıkarılma talebinde bulunabilmektedirler.
Üye devletlerin isimlerin listeden çıkarılması yönünde komiteye yaptıkları başvurulara ilişkin prosedürler iki bölümden oluşmaktadır:
1. Listelenen ismi aday göstermeyen bir devlet tarafından listeden çıkarma talebinde bulunulması halinde, komitenin normal karar alma prosedürleri uygulanır ve karar oy birliğiyle alınır.
2. Listeden çıkarma talebi, listeyi öneren devlet tarafından yapılırsa veya talep birden fazla devlet tarafından yapılmışsa ve talep ilgili tüm devletler tarafından ortaklaşa yapılırsa, (a) Komitenin 15 üyesinin tamamı listenin olduğu şekliyle kalmasını desteklemediği veya (b) bir veya daha fazla devlet konunun Güvenlik Konseyi'nde karara bağlanmasını talep etmediği sürece, isim listeden çıkarılacaktır. Konseyin beş daimi üyesinden biri itiraz etmediği sürece, bu talep yalnızca 9 üyenin onayıyla karşılanacaktır.
Suriye örneğinde, ister Komite düzeyinde ister Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara düzeyinde olsun, listeden çıkarılmayı Irak mı, Suriye mi veya her ikisinin mi talep ettiği kesin olarak belli değildir. Suriye listeden çıkarılmayı talep etmiş olsaydı, halihazırda iptalini talep eden bir mektup göndermesi yeterli olurdu. Eğer Irak ise ve iptal mektubu göndermek istemiyorsa, Suriye de iptal talebinde bulunabilirdi. Talep daha sonra, yukarıdaki 2. paragrafta belirtildiği üzere Komite üyelerinin oylamasına tabi tutulur.
Elbette, Ombudsman, taleple ilgili olarak bilgi toplamak, dilekçe sahibi, ilgili devletler ve kuruluşlarla etkileşime geçmekle görevlidir. Ardından, Ombudsman Komite'ye listeden çıkarma talebiyle ilgili tavsiyesini de içeren kapsamlı bir rapor sunar. Ombudsman'ın bir ismin DAEŞ/El-Kaide Yaptırımlar Listesi'nde kalmasını tavsiye ettiği durumlarda, bir komite üyesi listeden çıkarma talebinde bulunmadığı sürece prosedürler geçerli olur. Komite, bu talebi, devletler tarafından sunulan listeden çıkarma talepleri için normal mutabakat prosedürleri kapsamında değerlendirecektir.
Bir ismin listeden çıkarılması önerildiğinde, (a) Komite üyelerinin tamamı listenin korunması konusunda anlaşmaya varmadığı veya (b) konu karar için Güvenlik Konseyi'ne havale edilmediği sürece, belirli bir süre sonra listeden çıkarılır. Bu, Ombudsman tavsiyesi bağlamında daha önce hiç yaşanmamıştır. Hiçbir ülke bu mekanizmayı zayıflatmak veya siyasi anlaşmazlıklara konu kılmak istemez. Bu nedenle, Rusya veya Çin'in komitenin veya Cumhurbaşkanı el-Şara'nın listeden çıkarılmasının önüne engel koyması düşünülemez.
Bu nedenle, Suriye veya Ombudsman da dahil olmak üzere herhangi bir ülke, Heyet Tahrir el-Şam'ın "feshedilmiş bir kuruluş" olduğunu doğrulayan belgeleri komiteye sunarsa ve farklı bir isim altında yeni bir kuruluş olmazsa, karar listeden çıkarılması yönünde olacaktır. Bu, örgütün feshedilmesinin ciddiyeti konusunda şüpheler oluşmadığı sürece ölümü doğrulanan bir kişinin listeden çıkarılmasının talep edilmesine benzer.
Sonuç olarak, ABD'nin Heyet Tahrir el-Şam'ı terör örgütleri listesinden çıkarması, ABD'nin grubun lağvedilmesi gerektiği yönündeki inancının fiili bir teyididir. Bu durum, konunun Güvenlik Konseyi'nde tartışılmasını da kolaylaştıracaktır. Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'nın ABD'nin listelerinden çıkarılmasının ertelenmesi, ABD ile Suriye hükûmeti arasında devam eden anlaşmalarda adım adım uygulanan bir süreçtir. Bu anlaşmalar, iki ülke ilişkilerinde olumlu yönde ilerlemektedir ve nihai anlaşmalara varıldığında cumhurbaşkanının listenden çıkarılması kaçınılmaz hale gelecektir. Bu aynı zamanda Güvenlik Konseyi listelerinden çıkarılma konusundaki tartışmalarda kolaylık sağlayacaktır. Suriye-ABD ilişkilerinin ivme kazanması, Rusya ve Çin ile ilişkilerde gerginliğin olmamasıyla birlikte, bu süreç önümüzdeki Eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu'ndan önce tamamlanabilecektir.